28 Ocak 2010 Perşembe

OĞULLARIM GELECEK

         Oğullarım gelecek

         Bu hafta sonu

         Annem…..diyecek

         Ve sarılacak.

 

         Evde olacaklar

         Ve konuşacaklar

         Seslerini duyacağım.

         Gitar çalacaklar

         Şarkı söyleyecekler

         Ezgiler dinleyeceğim

         Onların sesinden.

         Onların parmaklarının

         Dokunuşundan çıkan

         Sesleri dinleyeceğim.

         Nefeslerini dinleyeceğim

 

         Gözlerinin derinliklerinde

         Yiteceğim….

         Geri dönmeyeceğim.

                   27.Ocak.2010

 

26 Ocak 2010 Salı

ÇOCUKLUK ARKADAŞIM

Çocukluk arkadaşıydık seninle

Annelerimiz komşu.

Çok severlerdi bir birlerini

Bizim kadar olmasa da.


Verirlerdi mercimeği fırına

Saatlerce

Biz annelerimizin dizine uzanmış

Bakıyoruz bir birimize,

Gözlerimizle anlatıyoruz,

Bazen tepişmemizle

Kelime haznemiz yetmese de

Ellerimizi uzatıp tutuşuyoruz

Nasıl da tutuşuyoruz!


Aynı bahçede geçti yıllarımız

Sabah uyanınca mahmur

Gözlerimizi ovarak

Birbirimizi arıyoruz bahçede

Güneşin gülüşünden baskın

Birbirimizi görünce gülüşümüz.


Ben senden önce değişiyorum

İlk dişimi hatta ikinciyi.

Seferber oluyor herkes

Dişimi çıkarmak için

Bendeki korkudan ziyade inat.

Velibah yerken düştü

Nasıl ağladım yenilgime

Çok üzülmüştün ağlayışıma

Canım yandı diye.

Sokulmuştuk birbirimize sevgiyle

Herkes bir yana,

Bizimki başka dünya.


İkimiz beraber gidiyorduk bire.

Parmaklarım o kadar ince,

Herkes bakıyor hayretle

Kalemi tutabilecek mi diye

Ne demek….

Daha neleri yenecek bu iradeyle!


En zor da küçük “d” ile “b” yi ayırmak

Öğretmenimiz babam,

Yaklaşıyor yanıma,

Defterin ortasına bakacak

“b” nin karnı diyor.

Yapıyorum artık çok mutlu.

Dolduruyorum sayfayı.

Öbür sayfada yine

“b” nin karnı ortaya

Aaahh çok zordu anlamak.

Senin gözünde görüyorum üzüntümü.

Dokunuşunda hissediyorum

Yardım edişini.


Birgün evcilik oynuyoruz bahçede

Ev yapacağız kendimizce

Koca bir taş buluyoruz

Taşımak istiyoruz ev yerimize

Beraberce.

Bir tarafından sen tutuyorsun

Diğer taraftan ben.

Kaldırıyoruz kıvranarak

Bakıyorsun gözlerine gülerek,

Cilve yapıyorsun.

Bırakacakmış gibi yapıyor,

Korkutuyorsun bir, iki,

Üçüncüde ben bırakıyorum taşı.


Nasıl ağlıyorsun….

Ben kıvranıyorum suçtan acıdan.

Ne kadar güzeldi gözlerin ağlarken

Ne çok burktu yüreğimi

İç çekişin !

Soğuk sularla sabunla ovdular ayağını

Buz gibi oldu yüreğim,

İkimiz de titriyorduk acıdan.


Ben üzgün suçlu bakıyorum,

Sen kırgın değilsin hala!

Kızasın istiyorum,

Daha çok eziliyorum.


İki gün çıkamadın sokağa

Ben de gelemiyorum size

Ezik üzgün.

Ne uzun iki günü o bir ömür…..


26. Ocak.2010

DİLEK ' İM

Nasıl hissetmem güzelliğini
Ve o sıcaklğını....
Yaşamın kelebekler gibi renkli,mutlu
Çınarlar gibi köklü,dallı
Ve uzun ömürlü olsun.

Dertlerin ,sıkıntıların
Kışa girmiş çınar yaprağı gibi
Solsun ,dökülsün.
yıldızlardan olsun sevgilerin...
         26.Ocak. 2010

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN

            Seninle geldim dünyaya.

            Sen sevgilerimin pınarısın,

            Mutluluklarımın kaynağısın,

            Sen benim dünyamsın….

 

            Bağrımda ısınla ısınıyorum

            Gecelerimi bitiren dilasın sen.

            Şavkınla aydınlsnıyor ruhum

 

            Sen tadısın korkularımın

            Ve……

            Arkasından gelen mutluluklarımın..

 

            Özlemi yanıyor içimde

            Nefesinin.

           

            Dokunuşunla

            Annem diyen sesinle

            Uyanmak istiyorum her sabah

 

            Varlığının verdiği hazı

            Anlatamıyorum…….

           

            İy ki  DOĞDUN….

            Sağlıklı, varlıklı nice yıllar,

            Mutluluklar diliyorum

                        26.Ocak. 2010

21 Ocak 2010 Perşembe

GAMZEM

Gonca gonca gül gibisin,

Alev alev nur gibisin,

Muhabbette dil gibisin,

Zemzemleşmiş su gibisin,

Emin ol ki can gibisin,

Meleğimsin, meleğimsin….

21.01.2010

19 Ocak 2010 Salı

BEKARIM

Babamla geldim şu koca şehre

Geliş o geliş, Dönemedim!.....


Çalıştım, seni unutmaya

Sütten ağzım yandı,

Şimdi yoğurda üflüyorum!


Anlatamam, çok yalnızım!

Yalnızım…..

Yalnızlık paylaşılmıyor.

Yalnızlık paylaşılınca

Yalnızlık olmuyor.


Evdeyim….

Tek başımayım….

Evde kimse yok….

Yalnız değilim, tek başımayım.

Sütten ağzım yandı,

Yoğurda üflüyorum.


Şu koca şehirde

Tek başımayım.

Tek başıma ve bekarım.

19.01.2010

16 Ocak 2010 Cumartesi

KİRAZ

            Ben kiraz

            Dalımda iki kiraz

            Biri al biri beyaz

            İkisi de ayrı haz.

           

            Allah’ım

            Kirazımdan kiraz yaz.

            Ama biraz çabuk yaz.

 

            Ben onlara

            Terlik pabuç alayım.

            Parklarda giydireyim.

            Elimle yedireyim.

            Ninemsin dedirteyim.

            Sevgimle yoğurayım.

                        16. Ocak .’010

AYRI GÜZEL

            Ne zaman yağmurlar yağsa,

            Hava ısınsa,

            Tohumlar çatlasa

            Meyveler oluşup

            Sonra…. Olgunlaşsa

                        Anlarım güz gelecek.

 

            Tüm güzellikler gibi

            Bahar- yaz- güz de güzel

            Kış da ayrı güzel mutlaka.

                        Mevsiminde gelince kış.

 

            Ne olur bizi üşütme,

            Okşa kış……Okşa.

                                   3.ekim.2009

           

ÇELİŞKİLİ DÜNYA

            Neden çelişkili dünyada gezeriz?

            Filimlerde aşkları severiz.

            Onlara candan yardım ederiz.

            Gerçek yaşamda olsa lanetleriz.

 

            Elin yaşlısına saygı deriz.

            Kendi yaşlımızı teperiz.

 

            Elin çocuğunu yüceltiriz,

            Kendi çocuğumuzu ezeriz.

 

            İnternete girene ne deriz ne deriz,

            Kendimiz site site gezeriz.

 

            Biz kimiz?

            Neden çelişkiler içindeyiz?

                                   22. Kasım. 2009

YAŞAR

            Ne adaklar adamıştı

            Anan baban

            Yaşayasın diye

            “Yaşar” koydular adını

            Çok şükür yaşıyorsun

            Ama nasıl.

 

            Biz de adaklar adayalım mı

            Yaşaman için

 

            Yaşar  Hanım desin herkes

            Hayran olsunlar sana

            Önünde eğilsinler.

 

            Söz ver bana

            El ele yeni dünyanı kuralım,

 

            Çok yaşa Yaşar.

            Ama iyi yaşa.

            Kıvancım ol inşallah.

            İnanıyorum sana.

                        21. Kasım. 2009

MÜJDELER VERİYORUM

            Canım annem,Canım babam,

            Canınızı benimle paylaştınız

            Sayenizde canlıyım.

            Kabul ,onay,sevgiyle beslediniz

            Sevgiyi öğrendim sonsuz

            Sizin çocuklarınızı sevdiğiniz gibi.

            O kadar hoşgörülüydünüz ki…..

            Sabırlı olmayı öğrendim.

            Güven ortamı içinde büyüdüm,

            İnançlı olmayı öğrendim.

            Küçük başarılarımı övdünüz, beğendiniz

            Takdir etmeyi öğrendim.

            Kişiliğime saygı gösterdiniz.

            Adil olmayı öğrendim.

            Güzellikleri fark ettirdiniz,

            Hayal kurmayı öğrendim.

 

            Öğrendiklerimi birleştirdim,

            Hayallerimle problemlerimi yoğurdum

            Her şeyin üstesinden geliyorum,

            Mutluyum…..

            Onun için sizi çooook seviyorum.

            Haaaa….

            Tohumlarım da benim gibi yetişiyor.

            Nice mutluluklar ektim.

            Çevreme,yurduma, dünyaya savurdum.

 

            Size saygılar sunuyorum,

            Ellerinizden öpüyorum.

            Başımızdan hiç eksik olmayın.

            Daha öğreneceğimiz çok şeyler var sizden.

 

            Emekleriniz boşa gitmiyor,

            Müjdeler veriyorum……                  

                                   Aralık.2001

            Not:Doğan Cüceloğlu’nun kitabından,Nolte’nin şiirinden

            Alıntılar var.

15 Ocak 2010 Cuma

KARDEŞLERİMİ DÜŞÜNDÜM

Kardeşlerimi düşündüm bu gün.

Karın deşlerimi düşündüm,

Paylaşlarımı düşündüm

Sevgileri, üzüntüleri,

Sırdaşlarımı düşündüm.


Küçüklüklerini;

Uygunsuz yerlere işeyişlerini,

“Senin olsun ,bende dursun”

Deyişlerini,

Düşürdün mü organını deyince

Arayışlarını düşündüm

Yaşları yakınların

Mamalarını çalışlarını,

İkiz gibi gezişlerini düşündüm.

Uyku tulumu içinde

Sevişlerimi düşündüm


İlle de geleyim seninle deyince

Bırakıp kaçışlarımı düşündüm.

Canlarını acıtırsa telaşımı

Savunuşlarımı düşündüm.


Bazen anlamsız beklentilerini

Düşündüm.


Karda oynayışlarımızı

Onları ne çok sevdiğimi,

Onlarsız yaşayamayacağımı

Düşündüm.


Düşündüm ,düşünürken

Göz yaşlarıma boğuldum


15.Ocak 2010.

14 Ocak 2010 Perşembe

DOĞUŞ'UM

Sana da yazayım dedim bir şiir

Dizelere sığdıramamaktan korktum.

Bu kadar mı mükemmel olur bir insan.

Seni tanıdıkça koptum….


Seni yetiştiren anaya- babaya hayranım.

Sana da hayranım desem yetmez yavrum.


Seni anlatacak kelimeyi bilemiyorum,

Can can can……


14.Ocak.2010

CANIMSIN

            Bülbülün gülüsün biliyorum.

            Evimizin de gülü olasın!

            Goncalar veresin.

 

            Yaşam denizin pürüzsüz

            Yelkenlin mutluluktan olsun.

            Muhteşem özlem adalarında

            Büyülenesin.

 

            Yüz yaşına merdiven dayadığında

            Bugünkü kadar taze olasın.

           

            En yakın zamanda bizim olasın

            Bizim olasın bizim olasın!     

                                   14. Ocak.2010

12 Ocak 2010 Salı

ÖZLEM

Yine güze mi kaldı hayaller

Kocamın koy kapattığı günler


Yeni aşıklar gibi plaj yolunda

İkimizin sırtında çanta

İçinde su,kitap,havlu

Birkaç da meyve dalından

Başımızda şapka,nasıl da saklıyor bizi

Güneşten ve herkesten bir sen bir ben.

Arkamızdan gelen ayak sesleri

Dönüp bakıyoruz biri senin biri benim

Gülüyoruz birbirimize bakıp cilveyle

Kocan gülmez mi diyenlere inat.


Soyunup giriyoruz suya ah …ah..

Yüzüyoruz yüzüyoruz ama doyamıyoruz

Sen dalıp izliyorsun başka dünyaları

Ben bu dünyadan mutlu

Gülümsüyorum çocuklar kadar şen


Gidiyor gidiyor geri geliyorsun

Ben de ulaşıyorum sana nazla

Sürüyor sohbetimiz cilvemiz dakkalarca


Özlüyoruz kıyıdaki havlumuzu

Yarım kalmış aşk romanımızı

Çıkıyoruz kurulanıyoruz

Terkedilmiş eski dubaya uzanıyoruz

Nasıl mutlu duba anlatamam



Sessiz………….

Fısıldaşsak ürküteceğiz

Cilveleşen kuşları,öpüşen balıkları,

Ufka kadar uzanan mavi çarşafı,

Ufuktan tepemize uzanan

Daha açık renkli mavi atlası.


Atlasın ortasında güneş, bizi yakacak

Biz de ona inat onu yakıyoruz sanki.


Ne zaman kapatacaksın yine koy?

Çok özledim o günlerimizi çoook.


12.01.2010

ZEYTİN GÖZLÜM

 

            Gül, zeytin gözlüm

            Gül ki benimde güllerim açsın.

           

            Bir bilsen gülünce nice güzelleştiğini

            Bir bilsen dudağının kıvrımına gelmiş

            Bir içten gülüşü öldürmenin

            En acımasız cinayete eş değer oluşunu!

 

            Sen saklasan da gülüşünü,

            Ben görüyorum mutluluktan ölüşünü

            Sen de görebilsen keşke;

            Gülmüyor kocan diye

            Acımasız eleştirilerin beni öldürüşünü.

 

            Gül,zeytin gözlüm gül!

            Gül ki gülünün gülleri açsın!

                                   12. ocak 2010

ÖZDEMİR ASAF'tan

 

            Ömür dediğin üç gündür

            Dün geldi geçti, yarın meçhuldür

            O halde ömür dediğin

            Bir gündür,o da bu gündür.

11 Ocak 2010 Pazartesi

SANAL

 

            Sanal ,gerçekten sanal.

            Kanser hücresi gibi çalışıyor;

            Ya bölünerek çoğalıyor kişi

            Ya da bakıyorsun yok olmuş.

 

            Zaman kavramı yok sanalda

            Ne yaşı yaşıma uymaz diyen var,

            Ne de yaşa –işe saygı.

            Ne sevgi ile aşkla kurulmuş yuvaya saygı,

            Ne de sevginin anlamına saygı.

 

            Sanal, kanser gibi girer yaşama.

            Yalan dünya diyoruz ya yaşama,

            Sanal; yalan dünyayı hızlı yaşama.

                                   11.Ocak. 2010

CANIM OĞLUM

Kara gözlüm;

Ağlayınca ne güzel olurdu gözlerin!

Fotoğrafını çekeyim derdim

Küplere binerdin.

Karda üşürdün,

Gözlerin güzel olurdu.

Oyunda yenilince,

Gözüne çöp düşerdi,

Gözlerin güzel olurdu.

Bisikletin kırılınca,

Kolların kan revan olunca

Gözlerin güzel olurdu.


Kirpiklerini suladın,

Kirpiklerin yanaklarına döküldü.

Ondan mı, o kadar güzel,

O kadar da anlamlı oldu gözlerin?


11. 0cak .2010

10 Ocak 2010 Pazar

OĞLUM

 

            Oğlum;

            Onurum,gururum

 

            Ömrümsün çocuğum.

            Canım, ciğerim,

            Kuzum…..

 

            Oyunda arkadaşım,

            Rakibimsin.

            Sen benim bi  tanemsin

            Her şeyimsin

 

            Damarımda kanım,

            Isımsın.

 

            Gözümün nurusun sen

            Soluğumsun soluğum.

                        10.09.2009

9 Ocak 2010 Cumartesi

KAL

Ben denizsem, sen de nehir.

Sularınla beslendim,

Hep besleneceğim.

Sevildiğin yerde kal!


Aşk dediğin nedir ki,

Yangın yerininin ortasında durursun

Kavrulur gidersin!


Kendi suyunda taşıdıklarınla

Aramıza set yapma ne olur?

Yaşatma bana korkularımı.

Kimseye zarar vermeyelim

En çok da kendimize.

Yıllansın arkadaşlığımız

Nehir hep aksın denizine.

Sonsuza değin…….

09.ocak.2010

5 Ocak 2010 Salı

UTANIYORUM

 

            Ben,utanıyorum benden!

            Yurdumda bu kadar

            Mesele varken…….

 

            Ayna tutuyorum halkıma,

            Vurgun yemiş

            Dalgıçlar görüyorum.

            Kimi alabildiğine mutlu

            Hırsızlıktan yolsuzluktan…..

            Katran karasına dönmüş

            Halkım kahrından.

 

            Hiçbir şey yapamıyorum.

            Utanması gerekenlerin yerine

            Ben utanıyorum!

                        05 .Ocak. 2010

KAYNANAM

 

            Kaynanam

            Kara taşım,

            Cevherim…

            Görüm anam,

            Kayın anan,

            Kaynanam.

 

            Fıkır fıkır kaynar anam

            Başka fıkırtılara

            Baksana anam.

 

            Kocamın çocuğumun

            Ana kucağı,

            Şimdi baba ocağı.

            Başımızın tacısın

            Tacı…..

 

            Kara bahtlım.

            Nazım nazım nazım

            Şanssızım.

 

            Görüm anam

            Kaynanam

            Başımızın tacısın

            Tacı……            

                        Ekim.2009

NE OLACAĞIM

 

            Düşünüyorum….

            Büyüyünce ben, ne olacağım.

            Düşünüyorum düşünüyorum

            Bulamıyorum.

 

Mustafa kemel olmalıyım

Olamıyorum….

Büyüyeceğim büyüyeceğim

Ben anne olacağım.

Mustafa Kemal'ler doğuracağım.

 

            Hayır hayır

            Okuyacağım okuyacağım

            Doktor olacağım.

            Ölmeyecek artık

            Mustafa Kemal'ler diyeceğim.

 

Buldum buldum

Okuyacağım okuyacağım

Öğretmen olacağım

Mustafa Kemal'ler yetiştireceğim

Mustafa Kemal'ler………

                        07.05.2005

DERTLEŞELİM

Ben denizim, senin denizinim

Yaklaş kıyıma otur dertleşelim.

 

Gençliğin kavak yellerine

Karşı duramadın

Sevmiştin onu

Aranızdaki onca yaşa rağmen.

İflah olmaz kara sevdalısın.

Oyuncağı elinden alınmış,

Huysuz çocuksun biliyorum.

 

Her şeyin suçlusu aşkın

Cezasını çeksin mi diyorsun.

 

Yüreğinin kapılarını aç

Ardına  kadar.

Yüreğini acıtan her şeyi

Savur bana!

Savur ki acılarından arınasın.

Ortak olayım dertlerine,

Seninle güleyim dingin zamanlarında

Köpük köpük azgın dalgalarımla

Eşlik edeyim çığlıklarına.

 

Seni örselemiş Kangren olmuş,

O habis dokuyu göm bedenine.

Ölü de olsa söküp atma yüreğinden.

Görmezden gelmek ,yok saymak,

En büyük ceza olacak aşka

Bence biraz aşksız yaşa.

                        05 Ocak .2010

 

4 Ocak 2010 Pazartesi

SAKLA

                       Oturmuştuk ya eski evimizde birlikte,

                        Biz üçüncü katta, siz girişte.

                        Çocuklar küçük,

                        Oyun istiyor.

                        Sokak ortası oyun yeri.

 

                        Çoook yarım bırakırdım bulaşığı.

                        Ya bir şey olursa yavrularıma

                        Arabayı fark etmezlerse…!

 

                        Siz  L  şeklindeki balkonda

                        Ben bahçede.

                        Yüzümü dönünce size;

                        Sağda dut ağacı,

                        Arkamda yedi veren güller.

                        Merdiven girişinde, solda zeytin ağacı.

                        Dibinde menekşeler.

                        Beton bahçe duvarına

                        Komşu bahçeden ulaşan

                        Hep yeşil kalan sarmaşıklar.

                        Demir kapının üstünden dolaşıp

                        Turuncu açan o sarmaşıklar,

                        Neydi adı hiç sormamışım.

 

                        Güllerin önünden yürümek için

                        Beton dökmüştünüz.

                        Önüne çim ekmiştiniz.

                        Ortasında zakkum

                        İç duvarın önünde     

                        Yonca yaprağı gibi

                        Küme küme çiçekler

                        Aralarında akşamsefaları bir iki

                        Diplere saklanmış duran sarmaşıklar

                        Fasülye  gibi uzanırlar.

                        İp bağlardınız diplerine

                        Balkona uzanırlardı,altı ok gibi.

                        “L” balkonun tam köşesinden

                        Terasa çıkmıştı asmalar,

                        Her balkona ayrı bir dal.

 

                        Özenle bakardım yukardan

                        Mest olurdum kokulardan.

 

                        Taşınınca burkulmuştu içim

                        Mutluydum aslında.

                        Seviyorduk evimizi,

                        Ama……..

                        Bir şeyler olmalıydı eski evden

 

                        Yine bahçedeydik beraber.

                        Yedi veren gülden

                        Bir dal almalıydım yeni eve.

           

                        Hissettiniz bakışlarımdan

                        Bir kök söktünüz yavrudan.

 

                        Yeni evin balkonunda diktim.

                        Kışın karında bile tomurcuklandı

                        Yavrucuk.

                        Şimdi

                        Size bırakıyorum saklayın.

                        Biz gelene kadar.

                        Ne zaman geliriz bilemem

                        Çok işimiz var daha

                        Çooook…..

                                   Mayıs.2005

İNANAMADI

 

                        Sitelerden gelip geçen biri var ya

                        Hani uzun boylu, Biraz kısaca

                        Sarışın mı desem esmerce,

                        Biraz şişman gibi zayıfça

                        Bahçeye yine özenle baktı.

 

                        Biz de dikkat ediyoruz

                        Tertemiz bahçe.

                        Bıraktığınız gibi.

                        Çevreyi de topluyoruz.

 

                        Sizi sordu, hiç görünmüyor dedi.

                        Şaşırdı, dondu kaldı,

                        İnanamadı gittiğinize.

                        Çok erken dedi!

                        Gidici gibi görünmüyordu…

                                               Mayıs.2005

TELEFONDA

 

            Evet babacığım,

            B….’yla U…’ mı?

            Geçen hafta sonu geldiler.

            Israrla sizi görmek istediler.

            Hava da yağıyordu.

            Bir ayak uğradık.

            Uyuyordunuz uyandırmadık.

 

            Herkes birbirinden

            Bir şey saklıyormuşçasına

            Huzursuz, mutsuz, sessiz….

            Acelemiz varmış gibi

            Çektik gittik.

            Beklemedik uyanmanızı.

                                   Mayıs.2005

DİLERİM

 

            Sahildeki kum gibi olsun kazancın.

            Sevgilerin temmuz güneşi gibi ısıtsın.

            Çırpınasın,

            Mutluluk okyanusunda yıllarca.

            Senin de saçların ağarsın.

            Ama karın boyamasın.

            En yaşlı, En sağlıklı,

            EN kıvançlı

            Pamuk dede olasın.

                                   31.12.2009

 

Ö...' İM

 

                        Kocacığım……desem

                        Yeter mi?

                        Sen meleğimsin.

 

                        Sessiz gemim.

                        Yok mu senin

                        Hiç sitemin?

                        Yoksa;

                        İkinci mi bu hayatın?

 

                        Onurum gururum

                        Bahtım.

                        Seni mutlu etmek oldu

                        Artık ahdim.

                                   Ekim. 2009